Onbirinci Gün: Ağın – Sivas Etabı, 25 Haziran 2009Köyde nefis bir kahv6. Yine eskilerden sohbet. Sonra Arapkir, Kemaliye (Eğin), İliç, Divriği, Kangal ve Ulaş üzerinden Sivas. Yalnızlık Yaylası’ndan geçtik. 340 Km.
|
|
Djü, Murat Suyu-Eğin
|
O Ev
Eğin’de, orada bir ev var uzakta. Tam “o köy”ün karşısında. Orada, uzaktaki o köy’ün. Kayalıkların üzerinde bir kartal yuvası gibi
|
O Köy…
”Orada, bir köy var uzakta…” şiirini, şarkısını hepimiz biliriz. İşte biz O Köye kadar gitmişiz. Şiirin yazarı Ahmet Kutsi Tecer, Eğin (Kemaliye) Apçağa köyündenmiş. Allah razı olsun. Nur içinde yatsın. |
Kemaliye Müzesi
|
Eşeği Yıkmanın Fotoğrafıdır
Günlerdir hasretle beklenen olay. Djü eşeği yıktı ve Sha da adice bunu fotoğraflama şansını elde etti. Hey gidi günler...Sağolsun bir vatandaş motoru kaldırmaya yardım ediyor ve Sha fotoğraflıyor. |
Kemaliye’de Bir Ev
|
Kemaliye-Karanlık Kanyon
Djü ve Mou |
Sha Köprüde
Divriği’ye gider iken |
Sivas’a Gider İken Yalnızlık Yaylası
|
Yalnızlık Yaylası 2
|
Kongre Binamız Önünde Mou-Sivas
|
Kongre Binamız Önünde Mou & Djü
|
Onbirinci Gün: HikâyesiSabah Kıymet Teyzelerde yine nefis bir kahv6. Yeni öğrenilen gerçekler. Djü’nün dedesi Kortikoğlu’nun tam 8 karısı varmış. Dördü resmi… Ayrıca Mustafa amca Ermeni hadiseleri sırasında yörenin ileri gelenlerine kendileri savunmaları için devletin silah dağıttığını, Kortikoğluna, 18 Tane beşli, 12 tane sekizli tüfek verildiğini, yöredeki bir Ermeni çetesinin Kortikoğlu’na pusu kurduğunu, ancak bu silahlarla köy ahalisinin çeteyi püskürttüğünü anlattı.Arapkir üzerinden Eğin’e, yeni adıyla Kemaliye ye gidiyoruz. İyi ki Djü burayı merak etmiş. Nefis bir yer. Önce şehir merkezine dalıyoruz. Sonra telefonla oralı bir arkadaştan bilgi alıyoruz. Apçağa köyü ve Kırkgöz mevkiine çıkıyoruz. Ve günlerdir hasretle beklenen oluyor. Djü önce Apçağa’da eşeği deviriyor. Sha deklanşöre basıyor. Doğrudan gülemiyoruz. Djü çok ama çok sinirli. Sonra dönüp Kırkgöz mevkiine tırmanıyoruz. Ve netekim burada da bir eşek devirme vakası. Djü kendi kendine „ulan söz vermiştim kendime be, tüh be, yine başladık“. Mou açıkça gülemediği için önden gidiyor ve Kemaliye merkeze kadar kahkahalarla gülüyor... Yolda çok güzel, çok ıssız, insansız, bomboş bir yayladan geçiyoruz. Buraya yalnızlık yaylası adını veriyoruz. Sonra da Kangal, Ulaş üzerinden Sivas. Bu arada hiç Kangal köpeği görmüyoruz. Görsek de Mou köpek kovucusunu onlara göstermemeye kararlı. Nasıl olsa işe yaramıyor. Ya bir kangal köpeğini sinirlendirirse? Devamı için;
Ana Sayfa – Derin Anadolu
|