Dokuzuncu Gün: Nemrut - Ağın Etabı, 23 Haziran 2009Nemrut Vahşen arası. Kahta çayı, dik çıkış iniş, toprak yollar zor dağlar, yol yapım çalışmaları, uçurumlar, Tepehan Malatya dağları, Kubbe Beli 1.900 mt. rakım, feribot ve Ağın, 250 Km |
Kale
|
Kale
Fıstık kahvesi ve broşür hikayesi unutulmaz… |
Adıyaman’ın yakışıklısı
|
Tepehan’dan Malatya’ya iniş
|
Malatya Civarı
|
Keban
|
Feribot Beklerken
|
Sha ve yolun suya gömülüşü
|
İki yüzlü tişört
80 li yıllardan vintage bir tişört… |
Dokuzuncu Gün: HikâyesiTepehan dan Malatya ya inişte nefis bir yol şahane motor yapar virajlar. Fiyasko bir yol boyu yemeği. Malatya ya giriş. Güzel şehir. Atm aramaca, sonra feribot a kadar hız yapmaca. Feribot a giderken yine bir hissiyat ve “Devam et Sha”…Malatya’dan sonra dümdüz bir yol ve sağlam bir satıh hıza elverişliydi. Feribota yetişmek için biraz bastık. Yani 150 lik motorların basması 90 ilâ 100 km bir hızla gitmek demek bizim için… Mola’da teknik vesaire konular konusunda didaktik konuşmalara başlayan Mou’ya Sha dedi ki: “Mou baba, sen ne çok şey biliyorsun ya. Bence sen bir “Guru”sun… Djü pası aldı: “Evet Kayısı Guru’su..” Feribot beklerken şahane Keban manzaraları… Ve Djü’nün köyüne varış. Vahşen (Şenpınar) Günün belkıran’ı: Djü ile Mou, Djü’nün akrabaları ile hoşbeşden dönerken, dut ağaçlarının altına serdikleri çarşaf sanılan şeylerin üzerinde bir şeyler yazdığını farkettiler. Eğilip baktılar. Kocaman kocaman TKP afişleri. Mustafa amca İstanbul’da “köyde bunları dut için yayarız” diye bunları topluyormuş. Böylece işi bitten afişlerin kullanım yerleri konusunda bir fikir sahibi olduk. Not: Djü’den hala bir eşek yıkma vak’ası yok??? Devamı için;
Ana Sayfa – Derin Anadolu
|