Site hosted by Angelfire.com: Build your free website today!

Dördüncü Gün: Bozkır - Bucakkışla Etabı, 18 Haziran 2009

Djü’nün “Motorlupisiklet Diaries” isimli günlüğünden:

Sevgili günlük. Sana çok minnettarım. Bugün hiç motor düşürmediğim gibi sıra onlara geldi: Mou melunu, hep bana dedikleri gibi “eşeğini yıktı”. Çok sevinçliyim. Gerçi ben onlar gibi gülmedim. Ciddi bir şekilde gidip Mou’ya yardım ettim. Ama yine utanmadılar ve bu sefer yine bana güldüler. Aslında gülünmesi gereken Mou idi. Lanet olsun…

Bozkır, Üçpınar, dereiçi üzerinden Göksu, yüksek dağlar, derin yarlar, yüksek yaylalar, köyler, köyler, köyler, toprak bozuk yollar. 170 km Göksu ya ulaştık sonunda ve köprünün hemen yanındaki balık çiftliğinde yemek, Göksu sesiyle uyku. Bucakkışla- 170 Km

Dağlar, dağlar

Mou ve Sha usulca ve huzur içinde atlarını sürmekte. Arkada karlı dağlar, önde bahar çiçekleri…

Sha & Yol

Sha Mafioso bakışı çalışıyor…

Mou Eşeği devirdi

Djü’nün dört gözle beklediği an gelmişti. Meksika köyüne benzer bir köy görünce Sha „Fotoğraaaf“ diye bağırdı. Bunu tam anlamayan Mou „Ha? Ne? Ne rafı?“ diye Sha’ya soru sorarken motorunu sağ şarampole nazikçe bırakmak zorunda kaldı. Djü, gayet ciddi bir şekilde gelip Mou’ya yardım etti. Sha ise adice fotoğraf çekmeye çalışıyordu ama makineyi yetiştiremeden motor dikilmişti. Yine de Djü’nün eşek devirmesi gibi eğlenceli bir şey değildi. Bu kez Mou ve Sha bir neden yaratıp Djü’nün ciddiyetine güldüler. Mou, olaydan sonra kaskı takıyor ve içinden küfrediyor...

Sha & Meksika köyü

Sha’nın etkilenip « fotoğraaaf » diye bağırdığı köy ve önde Sha. O da meksikalı gibi çıkmış zaten… Üçpınar köyü olduğu tahmin edilmekte

Dağ Canavarı

Djü’den yine bir « dağ canavarı » pozu. Sha bu kadraja takmış gibi. Hep aynı poz üzerinde çalışıyor. Sola kıvrılan bir yol ve Djü. Hayırlısı…

Nihayet Göksu

Sonunda tekrar Göksu’ya inebildik tekrar. Biz de bu Göksu’ya taktık. Ama başka var mıdır böyle güzel akagiden bir nehir?

Dördüncü Gün: Hikâyesi

Bugün de Djü eşeği hiç yıkmadı…Bugün Mou’nun günüydü. Motorda arıza çıktığı için kasaba kasaba dolaşıp tamirci aradı, köpek saldırısına uğradı ve en önemlisi, evet, eşeği yıktı…

Mou’nun motoru durduk yerde gaz yememeğe ve stop etmeğe devam etti. Hadim kasabasında bir tamirci bulundu. İki gündür süren aksaklığın nedeninin ana benzin deposundaki bir pislik olduğu anlaşıldı. Depoda benzin azaldıkça bu pislik hortumun bağlantı yerine oturuyor ve benzin akışını engelliyor. Şimdilik en iyi çözümü bu hortuma üflemek. Usta hortumu çıkarıp üfledi ve motor kesintisiz çalışmaya başladı. Yani motor kesin ve net bir şekilde “blow-job” a ihtiyaç duymakta. Yola devam edeceksek buna hazırlıklı olmalıyız. Nasıl yapılacağını ustadan iyice öğrendik. Bu durum aklımıza bir deve fıkrası getirdi. Uluorta anlattık ama usta bundan pek hoşlanmadı…

Dön, dolaş bir türlü Göksu’yu göremedik, varamadık. Sonunda sedir ağaçlarıyla süslü, ferah, güzel bir yayladan geçerek gün sonunda Göksu’ya kavuştuk. Burası Bucakkışla.

Göksu’nun öte yanından Muttalip ve Süleyman Sha’nın bıyık paratonerine kapılıp geldiler ve hemen Sha ile kafa tokuşturdular. Büyük bir inşaat firması yörede hidroelektrik santrali yapmakta, ve o şantiyede çalışıyorlar.

Sümerbank emeklisi Hüseyin’in balık çiftliğinde hep beraber alabalık yedik. Hüseyin’in biraz tutucu olduğu tüyosu ile Djü ve Mou kağıt bardakta gizli gizli rakı götürmekte tereddüt etmedi. Sha ise kalabalığı alageyiğe sarmakla meşguldü ve gecenin sonuna kadar muhabbeti kesmedi. Mou ve Djü kafayı bulup şişme yataklara geçtiklerinde Sha nın hala sesi geliyordu…

Sohbetin dem noktaları, yöredeki insanların kökenleri idi. Türkmen-Yörük ilişkileri ve tarihsel kökenleri konuşuldu. Eski söylencelerden bahsedildi. Vaktiyle burada bir erkek ayı bir kadını kaçırmış ve 6 sene onu kendine eş tutmuş. Balla beslemiş. Sha “O bir şey mi?” dedi, “Djü tam 9 sene evli kaldı” Biz buna çok güldük. Djü gülmedi.

Bugün bir şey daha öğrendik: Büyük çoban köpekleri Mou’nun daima özenle taşıdığı kopek kovucu ile pek ilgilenmiyorlar. Kullanımı zor ve gereksiz. Çünkü; köpekler sağdan oldukça aniden ve dev gibi, kocaman bir “woargh” sesiyle beliriyorlar. Zaten o panikle kopek kovucuyu belde bulup düğmesini sıkmaya filan pek imkân yok. O sırada kopek çoktan dibinizde oluyor. Ayrıca bugün Mou ilk kez ani bir atakla kopek kovucuyu buldu ve deklanşörüne basıp köpeğe tutmayı başardı. Kendisine kısaca “Çomar” diyeceğimiz o güzel ve kocaman kopek sadece bir saniyeliğine durup duygulu gözleri ile Mou’ya “ya napıyosun sen allahaşkına?” der gibi baktı ve saldırmaya devam etti. Yani kısaca; kopek kovucu bir işe yaramıyor. Arkadan gelen Sha cebinden koca bir “daş” çıkardı, “aha en iyi köpeksavar budur” dedi. Ama zaten motorlar köpeklerden hızlı. Bu konu çok net değil. Biz yine de paçayı Çomar’a kaptırmamaya çalışalım.

Öğrendiğimiz ikinci şey, Djü’nün taşıdığı çadırın aslında hiçbir şeye yaramadığı idi. İlk kurulduğunda eğri büğrü bir vaziyette 1 metre yükseklikte olan çadır, yatmaya gittiğimizde 25 santim yüksekliğe inmişti ve emekli bir kızılderili çadırı gibi duruyordu. Gecenin ileri saatlerinde Djü bu bunalımdan sıyrıldı, bir sigara içtikten sonra şişme yatağı dışarı çıkardı. Çadıra bir tepik atarak sıfır santimetre yüksekliğe indirdi. Sonra içi rahat şekilde uyudu.

Göksu’yu dinleyerek ve kapkaranlık ortamda yıldızlara bakarak uyumak. İşte bunca eziyete değdiğini düşündüğümüz yüzbinlerce andan bir tanesi...

Bilanço: Bugün Mou’nun motorunun “blow-job” istediği net ve kesin olarak anlaşıldı. Ayrıca Mou’dan bir eşek yıkmaca. Ayrıca öyle kötü toprak yollardan geçtik ki Honda’ların bu yollara dayanıp dayanmayacağından korkar olduk. Ama sınavlarını süper veriyorlar. Gezi gitgide bir CBF 150 güzellemesine dönüşebilir…Ders 1 : Bugün bulunan atasözü; “Cepteki daş beldeki deyzırdan evladır”. (Daş şeklinde okunması daha iyidir. Anlamı: Cepteki taş beldeki köpek kovucudan daha çok güven verir) Ders 2 : Eski bir Apache atasözü ne der ? « Motor gezisine çadır götürme »….Ders 3: Bugün bulunan 2. atasözü “Yürüyen bir CBF 150 oturan on transalpten iyidir”.

Devamı için;

Ana Sayfa – Derin Anadolu
Devam: Beşinci Gün: Bucakkışla – Mersin Etabı

Email: ridinginnercircle@gmail.com